Gençlerimiz tek tek İstanbul´a gidiyor...       


İnsan üzülüyor tabi. Üniversiteyi bitiren gençlerimiz iş bulamayınca tek tek İstanbul´a gidiyor. İstanbul´a tahsil için gidenler de iş bulamayız endişesiyle geri dönmüyor... İnsan üzülüyor tabi. Üniversiteyi bitiren gençlerimiz iş bulamayınca tek tek İstanbul´a gidiyor. İstanbul´a tahsil için gidenler de iş bulamayız endişesiyle geri dönmüyor... Mersin´de bir arkadaşımın kızı Koç Üniversitesini bitirdi, geri dönmedi. Yurt dışı olanağı buldu, şimdi hazırlık yapmaya başladı. Bir başka arkadaşımın iki oğlu da İstanbul´a yerleşti. Onlar da Boğaziçi Üniversitesini bitirmişlerdi... Peki bu işin sonu ne olacak? Beyin göçü ne zamana kadar devam edecek, bilinmiyor tabi...

Geçtiğimiz günlerde Deulcom Adana Şube Müdürü Oktay Orel, İstanbul´dan bir konuğu ile yanıma geldi. Oktay Bey başarılı çalışmalarıyla Deulcom´u bölgenin sayılır dershaneleri arasına soktu. Gelen arkadaşla tanıştım... Adı Elif Özkul Gökmen... Özkul Ailesi Adana´nın tanınmış ailelerinden biridir. Bu aile kızlarını Tarsus Amerikan Kolejinde okuttu ve Elif de başarı gösterip Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesinin İngilizce bölümünü bitirdi. Sonra yurtdışına gitti, kareyireni tamamlayıp İstanbul´a döndü. Önemli şirketlerde çalıştı. Son olarak da yurtdışına öğrenci gönderen EF Education şirketine girdi, burda üst düzey sorumlulardan biri oldu... Ayrıca İstanbul´da evlendi... Eşi İstanbullu... Yani artık geri dönüşü çok zor. Bundan böyle Adanalıları İstanbul´da temsil edecek...

EF Education, işadamlarına yönelik yurtdışı dil programları hazırlıyor, onları haftalık programlar dahilinde ve yapılan testlerde saptanan durumunuz da göz önünde bulundurularak en kısa sürede İngilizce öğrenmeleri için olanak sağlıyor... EF Education´ın Adana´daki başvuru adresi de Deulcom... İşte Elif bu işleri organize ediyor... Yani sorumluluğu bir hayli fazla. Biz Oktay Orel´le Çukurova´nın Türkiye´nin en güzel bölgesi olduğunu konuşurken Elif de haliyle bu bölgeye duyduğu özlemi dile getirdi... İstanbul´da hayat o kadar kolay değildir... Bir kere en büyük düşmanınız trafik... Zamanınızın büyük bir bölümünü trafikle boğuşarak geçiriyorsunuz. Kendinize küçük bir dünya yarat"manız da mümkün değil. Bulunduğunuz firma Türkiye´ye ve dünyaya servis veriyorsa daha çok zamana ihtiyacınız var demektir. Ayrıca Elif Hanım´ın eşi arıtım tesisleri kuruyor. Kendi şirketi var. Örneğin deniz suyunu arıtıp kullanılır hale getiriyor. Bu şirketin haliyle İstanbul´da olması gerekiyor, çünkü her ne kadar turizm bölgemiz Ege ve Akdeniz ise de, turizmin kalbi İstanbul´da atıyor... Tüm büyük kuruluşların merkezleri de İstanbul´da... Kendini yetiştiren gençlerin İstanbul´u tercih etmeleri de bundan... Hatırlarsınız bu sütunlarda Lozan´da Fashion okuyan ve 4 lisan bilen bir gence iş bulamadığımızı yazmıştım... İş bulamadığımız genç ailesinden mecburen kopup İstanbul´a gitmiş ve gittiği hafta iş bulmuştu... Belki bir gün beyin göçü sona erecek... Yatırımların önü açılacak, bölgeye gelen işadamlarına her türlü destek verilecek. Tüm dünya bunu yapıyor. Yeter ki siz istihdam yaratacağım deyin ve projenizi gösterin. Önünüzdeki tüm kapılar açılıyor...

Peki bizde ne oluyor? İş açmaya karar verdiğiniz andan itibaren bürokratik engeller sizi bağlıyor. Çileden çıkıyorsunuz ve yatırım yaptığınıza yapacağınıza pişman oluyorsunuz... Rahmetli Metin Alpat yurtdışındaki bir deneyimini anlatmıştı. Bir yıl boyunca orada ödediği vergiyi söyleyince ''İnanmıyorum...'' diye bağırdığımı hatırlıyorum. Geçtiğimiz hafta Ümit Özgümüş´ün yazısını okurken itiraf etmeliyim ki rahatladım. Gerek ihracatta, gerek üretimde Adana´nın yeri yine üst sıralarda... Bunu gençlere söylediğimde, iş bulamadıklarını söylüyorlar... Galiba bir süre daha Elif gibi değerli kardeşlerimizin göç etmesine istemeyerek de olsa katlanacağız... 


Önceki Sayfa